
Yalnız kalmak her insan için belli düzeyde korkutucu olmuştur. Ancak bazı insanlar için bu durum çok daha yüksektir.
Hatta tahammül edilemez seviyededir. Belli bir süreliğine bile yalnız, insansız kalamazlar.
Bir kişiyle ilişkisi sonlandığında kendini suçlu ve ömür boyu yalnız olmaya mahkum hisseder.
Her tek başına kalma yalnızlığı, her yalnızlık da terk edilmişliği hissettirir.
Böyle olunca bu kişilerde terk edilme korkularıyla birlikte ayrılma kavramı oldukça zor bir hal almaktadır.
Bir arkadaş grubunun yanından ayrılıp eve dönmek, işten ayrılmak, evden ayrılmak, yaşadığı şehirden ayrılmak, partnerinden ayrılmak, hatta eskiyen bir giysisinden ayrılmak çok zor olmaktadır.
Bu durumun oluşum sürecinde bizi aydınlatan önemli bir kavram var.
Ayrışma bireyleşme kavramı
Bu kavram bizi küçük yaşlarımıza götürüyor.
Bir çocuk doğduğu andan itibaren ona bakım veren kişiyle yakın bir ilişki halindedir.
Hatta ilk etapta çocuk annenin bir uzvu gibi kendini ve dünyayı anlamlandırır.
Zaman ilerledikçe çocuk annesinden farklı biri olduğunu anlamaya başlar.
Kendini ve anneyi yeniden tanımlayan çocuk yavaş yavaş annesinden ayrışmaya ve bir birey olduğunu hissetmeye çalışır.
Küçük bireyselleşme denemeleri yapar.
Ancak çocuk için bu süreç keyifli olduğu kadar da korkutucudur.
Her ayrılış sürecinde onun için güvenli liman anneyi de kontrol eder.
Bu süreçte bazı anneler çocuklarını destekleyerek güven verirler. Ve sağlıklı bir bireyleşme süreci oluşur.
Sağlıklı bireyleşme ve ayrışma süreci ile ilgili samsun psikolog samsun psikoterapist yazıları ve samsun klinik psikolog yazılarına da diğer makalelerimizden erişebilirsiniz.
Ancak bazı anneler kendi terk edilme kaygılarıyla çocukla ilişki kurarlar.
Çocuk her ayrılışında anne ona tepki gösterir.
Bazen cezalandırır, bazen de ona olan sevgisini kestiğini hissettirir.
Yani bireyleşmek için adım atan çocuk onun için güven kaynağı olan anneyi geri gelince bulamaz.
Bu süreçte çocuk hissettiği olumsuz duyguyla başa çıkabilmek için anneye geri döner ve bireyleşme adımlarından vaz geçer.
Çünkü onun için her ayrılış büyük bir yalnızlık olmuştur.
Artık onun için birey olmak yoktur, yalnızlık vardır.
Bu ilişki kurma biçimini yetişkinliğine de taşır.
Yetişkinliğinde de her yalnız kalışında terk edildiğini ve büyük bir güvensizlikle karşı karşıya kaldığını hisseder.
Yani ayrışma bireyleşme sürecini tamamlamadığı için insanlarla ilişkisini terk edilme korkularıyla dizayn eder.
Tek başına kalmamak için yoğun çaba sarf eder.
Bireyleşecek adımların onda oluşturduğu olumsuz hisse tahammül edip yeni davranış şeklini ortaya koymadıkça bu döngü devam eder.
Bu yazı tamamen ayrışma bireyleşme kuramı kapsamında samsun psikolog yazıları içerisinde danışanlara bilgi verme amacıyla yazılmıştır. Samsun’ da psikolog veya samsun’ da klinik psikolog arayışı içerisinde bilgiden ziyade bilimsel bilgi hedeflenmiştir. Keyifli okumlar.
Adem Tatar
Klinik Psikolog
