Anlaşılmak ve Dinleme Davranışı

Halk arasında birçok kişi tarafından bilinen bir söz var, Mevlana’nın sözü; “Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin, karşındakinin anladığı kadardır.”

Bu sözü düşününce bir kişinin zihnindeki düşüncenin ondan çıkışı ile başka bir kişiye girişinin her zaman aynı şekilde olmadığını daha iyi anlayabiliyoruz. Anlatılan şeyin etkisini sadece anlatıcı değil, alıcı kişi de belirliyor. Tabi bu durum sadece anlatma veya anlama kapasitesiyle de ilişkili değil. Alıcı kişinin konuya verdiği önem, düşünce tarzı, o an ki fiziksel ve ruhsal hali de bu konu da oldukça belirleyici faktörler. Anlatılan aynı konu bazı insanlar için oldukça etkili olabilirken başka insanlar için önemsiz ve anlamsız olabiliyor, bu da o konuyu anlamak için sarf edilen çabayı düşürüyor.

Devam

Mükemmeliyetçilik

Bazı sorunlar vardır, çözümü için önce nedenini iyice anlayabilmek gerekir. Bazı durumlarda ise fark etmek, algılayabilmek bile çözüm konusunda kişiyi oldukça ileri götürür. Bazen ise fark ettiğini iyice anladıktan sonra bir şeyleri yapmamak veya bir şeyler yapmak gerekmektedir. Yani eyleme dökmek.

Devam

Duyguda, Düşüncede ve Davranışta ‘Sevgi’ Kavramı

Sevildiğinizi nasıl anlarsınız?

Pozitif Psikoterapi, insan doğasının iki temel kapasitesinden birinin bilme diğerinin ise sevme olduğu görüşünü savunur.

Doğuştan hatta anne karnında sevme süreci oluşur. Her birey sevgiyi bir şekilde bilir. Ama herkesin bildiği sevgi aynı mıdır? Herkes aynı şeyleri sevmez, herkes aynı şekilde de sevmez. Her insanın sevgiyi verme şekli farklı olduğu kadar alma şekli de muhakkak farklı olmuştur.

Devam

Samsun EMDR Terapisi

Normal yollarla beyinde işlemlenememiş olumsuz yaşam olayları, duyuda, düşüncede ve beden duyumlarında ilk günkü etkisini devam ettirir.

Bu travmalar bir çok psikolojik soruna sebep olabilir.

EMDR Terapi yönteminde, olumsuz yaşam olayı merkeze alınır ve çift yönlü uyarım ile beynin sağ ve sol bölgesi uyarılarak işlemleme sağlanır.

Devam

Olumsuz Deneyimlerin Kalıp İnançlara Etkisi

İnsanın geçmişte yaşadığı etkileyici veya uzun süreli bazı olaylar onda yetersizlik inancının yerleşmesine sebep olabilir.

Bu inanç doğrultusunda birey, birçok yeni durumu da yapamayacağını düşünür.

Devam

Yönlendirilmemiş Oyun

Oyun sadece çocuklar için değil, herkes için iyi gelebilecek bir aktivitedir.

Yetişkinlerin hem sosyalleşmek, hem de rahatlamak için oynadığı birçok oyun olduğu herkes için bilinen bir gerçek.

Oynadığınız bir oyunu düşünün, bu oyunda sizi sürekli yönlendiriyor olsalar, oyunda sizin kendinizi ifade edebileceğiniz hiçbir alan olmadığını ve sürekli size bir ders verilmeye çalışıldığını düşünün, bu durum sanırım çok rahatsız edici olurdu ve oyunu asıl amacından tam anlamıyla uzaklaştırmış olurdu.

Devam

Çocuklarda Oyunun İşlevi

Geçmişten bu yana yaşanan toplumsal değişimler, teknolojik gelişmeler ve insan ilişkileri çocuk eğitimi dahil bir çok alanı etkilemiştir. Ailelerin yaşayış biçimleri, ihtiyaçları ve edindikleri yeni bilgiler çocuklarını nasıl büyüteceklerinde önemli rol oynamıştır. Bütün bu gelişmeler ve değişimler sürerken değişmeyen nadir şeylerden biri çocuklardaki oyun oynama isteği olmuştur.

Devam