Eleştiri Kavramı

Eleştiri hayatın birçok alanında karşımıza çıkıyor. İnsanların sıklıkla kullandığı ve maruz kaldığı bir durum. Ve birçok insan eleştiriden ciddi anlamda etkileniyor.

Eleştirinin de çeşidi var, miktarı var. Ancak bizim kullandığımız genellikle yıkıcı olanı. Eleştiri deyince insanın aklına direkt olarak bu yıkıcı, zedeleyici eleştiri geliyor. Nedenini anlamak çok da zor değil, çünkü yıllardır buna maruz kalıyoruz ve bunu kullanıyoruz. Neredeyse her insan bir kez dahi olsa, bir kişi tarafından bile olsa eleştirilmiştir. Ve yine neredeyse her insan bir kez de olsa eleştirmiştir. Ancak eleştiri birçok insanın, birçok kez karşılaştığı bir durum. Hatta öyle durumlar var ki bazı insanların hayatları eleştirilmekle geçiyor.

Eleştirinin insanda olumsuz düzeyde etki bırakma durumu bazı faktörlere göre değişkenlik göstermekte. Kişinin yaşı, olgunluk düzeyi, eğitim seviyesi, ruh hali, yaşantıları, mesleği, bulunduğu ortam ve eleştiriyi yapan kişi bunlardan sadece bir kaçı. Ancak ne durumda olursak olalım bu yıkıcı eleştiri birçoğumuzu derinden etkiliyor. Tabi savunmasız ve hazırlıksız olunan zamanlar bir şeyden etkilenme düzeyini daha da yukarı çıkarabiliyor. Hal böyle olunca bu yıkıcı eleştiriden en olumsuz etkilendiğimiz zaman dilimi en savunmasız olduğumuz çocukluk dönemimiz.

Kişiliğin henüz yeni yeni şekillenmeye başladığı çocukluk döneminde birçok olumsuz olaydan yoğun derecede etkilenilebilir. Bu dönemde çocuğun yapabildikleri ve yapamadıkları sadece o gününü değil geleceğini de belirlemeye başlar. Yöneleceği alanı, performansını, motivasyonunu ve psikolojik sağlamlığını bu dönemdeki yaşantıları önemli düzeyde etkiler. Muhakkak ileriki yaşlarda değişimler, onarımlar veya gelişimler olsa da, bu durum çocukluktan biraz daha zor olur.

Jean Piaget gelişim kuramında çocukluğun belli döneminde benmerkezci düşüncenin hakim olduğunu söyler. Çocuk her şeyin kendisi için olduğunu düşünür. Çocuk burada sadece olumlu, istediği şeylerin kendisi için olduğunu değil, her şeyin kendisi için olduğunu düşünür. Olumsuz olaylarda da kendi payının olduğunu düşünür. Bu duruma baktığımızda olaya yapılan bir eleştirinin, çocuk tarafından var oluşuyla bağdaştırabilmesi hiç de yadırganacak bir durum değildir. Erik Erikson da gelişim kuramında çocuğun birçok evreden geçtiğini söyler. Bu evrelerden birisi de çalışkanlık ve aşağılık duygularının hakim olduğu bir dönemdir. Bu dönemde çocuk daha yoğun bir iletişim içindedir ve sorumluluk almak, başarılı olmak ister ve bu yönde çalışır. Yaptıklarının görülmesi ve takdir ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı giderilemeyen ve bir de yetmezmiş gibi eleştirilen çocuk yoğun bir aşağılık duygusuyla karşı karşıya kalır. Ve bu durum ileriki yaşlarında da birçok soruna sebep olur. Bu duruma da baktığımız da eleştirilen bir çocuğun içinde bulunduğu girdabı anlayabilmek çok da zor değil. Sigmund Freud’ da çocuklukta karşılaşılan durumların insandaki yerini kritik dönemde takılı kalma kavramıyla ifade etmiştir. Bütün bunlara baktığımızda o yaşlarda maruz kaldığımız eleştirinin çok daha yıkıcı olduğunu ve sanki kişiliğin bütününe yapılmış bir eleştiri gibi algılanabileceğini daha iyi anlayabiliyoruz. Sonrasında yetişkinlik çağlarında da aldığımız eleştirici o zamanlardaki etkiyi bize hissettirebiliyor. Eleştirinin yıkıcı tarafını ve kişiliğe yapılanını öğrenen birey her eleştiride bu etkileri yaşayabiliyor. Tabi bu sadece alınan eleştiri için geçerli değil, yapılan eleştiri için de geçerli. O da aynı şekilde ve dozda eleştirmeye devam ediyor.

Maalesef her şeyi yorumlayan, birçok şeyi yargılayan ve eleştiren insanlar çevremizde mevcut. Bu eleştirilerle mücadele etmek de çok kolay değil. İnsanları değiştirmek ise daha da zor. Ancak bu konuda önce kendimizden başlayarak yol almak mümkün. Önce kendimizi sonra da diğer insanları eleştirmeyi bırakarak bu işe başlanılabilir. Kişiliği değil, olayı eleştirmek, yıkıcı değil yapıcı eleştiri kavramlarını iyice kavrayabilmek önemli. Sonrasında da takdir ihtiyacımızı gözden geçirebiliriz. Çünkü birinin övgüsü bizim için ne kadar etkiliyse eleştirisi de o derece etkili olur.  

Samsun Psikolojik Destek Platformu kapsamında Samsun Psikolog, Samsun Psikolojik Danışman ve Samsun Psikoterapist hizmetleri için proje sosyal medya adreslerini ve www.ademtatar.com web adresini ziyaret edebilirsiniz.

Bilgi Almak ve Randevu İçin Arayınız: 05399277232

Adem Tatar

Uzman Klinik Psikolog / Psikoterapist